Grifon Capital Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden’in Açıklamaları
Grifon Capital Yönetim Kurulu Başkanı Tuğra Gönden, Bloomberg HT’de yayınlanan Üst Düzey programında Arzu Maliki’nin sorularını yanıtladı. Gönden, Grifon Capital’ın faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler verdi ve şirketin gayrimenkul ve yatırım alanındaki stratejilerini paylaştı.
Grifon Capital Hakkında
Gönden, “Grifon Capital, gayrimenkul ve yatırım alanında faaliyet gösteren bir şirket olarak, projeleri niteliğine göre değerlendirip, hem kendi kaynaklarımızla hem de ortaklarımızla birlikte yatırım yapmaktayız. Yatırım yaptığımız alanlar gayrimenkul ve ilgili sektörlerle sınırlı kalmıyor. Özellikle Cushman & Wakefield, dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden biridir ve biz, geçen yıl Şubat ayı itibarıyla Türkiye’deki operasyonlarını satın aldık. Bu, Türkiye pazarına girmekteki ilk adımımız oldu. Ayrıca, gayrimenkul teknolojilerine de büyük bir ilgi duyuyoruz ve bu ekosistemi heyecan verici buluyoruz. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında girişimleri takip ediyor ve yatırım yapıyoruz. Bu teknoloji ekosistemi, dünya genelinde 24 milyar dolarlık bir yatırım almakta ve bizim için önemli olan konular arasında gayrimenkul satış ve pazarlama çözümleri, artırılmış ve sanal gerçeklik uygulamaları ile blok zincir tabanlı çözümler yer alıyor. Yani, amaçlarımız arasında Türkiye gayrimenkul sektörünü uluslararası gayrimenkul ve sermaye piyasalarına entegre etmek bulunuyor” dedi.
2024 Konut Pazarı Hakkında Değerlendirme
2024 yılı konut pazarına dair değerlendirmelerde bulunan Gönden, “2024 itibarıyla reel fiyat düşüşleri yaşanmakta ancak bu durum konut sektörüne yansımamaktadır. Pandemi dönemiyle birlikte fiyatların ciddi oranda arttığını gördük ve 2023 yılı itibarıyla deprem ve ekonomik sorunlarla birlikte ilk başta satış adetlerinde yaklaşık %20’lik bir düşüş yaşandı. 1,2 milyon konut satışı gerçekleşti, ancak üretim de aynı oranda azaldı. Pandemi öncesi dönemle kıyaslandığında üretim neredeyse yarı yarıya düşmüştür. Bu yıl itibarıyla enflasyon ve faiz oranlarında reel düşüşler meydana geldi, fakat hala konutlar erişilebilir değil. Bu durum tamamen arz-talep dengesiyle ilgilidir; üretim kısıtlı olduğu için bu durum bir barınma krizine yol açmaktadır. Bu konuda önemli bir sıkıntıyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.
Yurtdışından Konut Alım Hızı Arttı
Yurtdışında konut alımına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gönden, “Yurtdışındaki yatırımlara bakıldığında bireysel konut alımlarının dikkat çekici bir artış gösterdiğini görmekteyiz. Bu, Türkiye açısından normal bir gelişme olarak değerlendirilebilir çünkü Türk yatırımcıları artık yalnızca Türkiye’deki fırsatları değil, dünya genelindeki fırsatları da değerlendiriyor. Yatırımlarını çeşitlendirmeye çalışıyorlar. Döviz geliri olan yatırımlar cazip hale gelirken, İngiltere gibi bazı pazarlarda finansman olanakları da büyük ilgi çekiyor. Ayrıca, vize zorlukları nedeniyle oturma izni amaçlı konut alımlarını da gözlemliyoruz. Döviz geliri, bu motivasyonu artırıyor ve son 1-2 yıl içinde bu alım hızında belirgin bir artış yaşandı. Grifon Capital olarak Türkiye pazarında ticari alanda önemli satışlar gerçekleştirdik ve Türkiye’ye yapılan yatırımlarla kiralamalar oldu. Bunun yanı sıra, uluslararası pazarlarda konut satışlarıyla da ilgileniyoruz ve bu eğilimi bire bir yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Konut Alım ve Yatırımında Zorluklar
Gönden, “Mevcut faiz seviyeleriyle konut yatırımı ve alımı oldukça zorlaştı. Türkiye’nin yapısal bir sorunu bulunmamakta; talep tarafında büyük bir ilgi var. Ancak sıkıntımız, projeleri geliştirmek için finansman ve kaynak bulmakta yaşanıyor. Kentsel dönüşüm açısından bakıldığında, deprem sonrası 6 milyon konuttan bahsediyoruz ve bu projelerin gerçekleştirilmesi için en az 400 milyar dolarlık bir kaynak gerekiyor. Ancak şu an böyle bir kaynak mevcut değil ve bu durum önümüzdeki 15 yıl içinde kentsel dönüşüm projeleri için bir engel teşkil edebilir. Geleneksel yap-sat modelinin bu durumu aşması pek mümkün görünmüyor. Yurtdışında, yalnızca ticari gayrimenkul alanında neredeyse 2 trilyon dolarlık bir yatırım hacmi bulunmakta. Türkiye’nin buradan aldığı pay ise çok az. Eğer buradan bir pay alabilirsek, kentsel dönüşüme ciddi bir sermaye ve kaynak yaratmış oluruz. Bu noktada, yeni modeller geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
